Jival için hazırladığımız mücevher atölyesi.
'Gelinin halasından iki burma bilezik, dayısından bir altın kolye, yengesinden...' diye uzayıp giden takı anonslarını artık düğünlerde duymuyoruz. Bu nahoş âdetten kurtulmak güzel de olsa, sahte takıların tespiti zorlaşıyor. Hemen her düğünde arada kaynayan bir-iki sahte bileziğe rastlamak mümkün. Ama takıda öyle bir alan var ki değil sahtekârlık hata bile kaldırmaz. Pırlantalardan bahsediyoruz tabii ki... Son yıllarda evlilik tekliflerinde tek taş yüzükler, düğünlerde ise pırlanta setler tercih edilir oldu. Öyle ki, altının pabucu dama atılacak neredeyse. Dedik ya binlerce lira vererek aldığınız bu takıda, hata affedilmez. Ancak son zamanlarda özellikle internet sitelerinde dolaşan '100 liraya yüzük, 200 liraya kolye' reklamları sebebiyle damat adaylarının kafası karışık. Özellikle tektaşla evlilik teklifi yapacaksanız gözünüzü dört açın. Unutmayın ki kömür de elmas da karbondan oluşuyor. Piyasada 'pırlanta' adı altında dolaşan değersiz taşlara aldanmamak için mücevher alırken dikkat edilmesi gerekenleri Jival Pırlanta Atölyesi'nden IDL gemologları tarafından dinledik.
İmaj hiçbir şeydir, berraklık her şey...
Bilindiği gibi pırlanta, elmas madeninin kesilmiş hali. Elmas doğada oluşurken kristalleşme sürecinde içine birçok mineral karışır. Bu maddeciklerin sayısı, rengi, yapısı, konumu ve büyüklüğü taşın doğallığını gösterir. Bu anlamda elmasın berraklığı içinde ya da yüzeyde bulunan iz, kusur ve hasarlarla ters orantılı. Tüm dünyada pırlanta seçilirken dikkat edilmesi gereken özellikler 4C (cut-kesim, clearity-berraklık, colour-renk, carat-karat) adıyla anılıyor. Berraklık bu dört kriter içerisinde belirlenmesi en zor olanı. Diğer kriterler standartlara bağlı olarak ölçülebilirken, berraklık için bu geçerli değil. Loupe denilen mercekle taşı 10 kata kadar büyüterek bakmak mümkün. Pırlantayı, çok berraktan aza doğru 5 ana başlık altında toplayabiliriz: Mercek temizi (loupe clean), çok çok hafif izli (VVS), çok hafif izli (VS), hafif izli (SI), izli (Pique).
Doğru kesim, zengin gösterir
Doğru pırlanta kesimi, ışığın maksimum derecede yansımasını sağlıyor. Pırlanta doğru oranlarda kesilmişse, bir yüzeyinden giren ışık diğer yüzeyinden yansıyor. Daha sonra dağılarak, taç denilen üst kısmından yayılıyor. Pırlantanın büyüleyici ışıltısının sırrı da burada. Ülkemizde, pırlantada ağırlıklı olarak yuvarlak kesim tercih sebebi. Kimi zaman prenses (kare), markiz (damla), oval ve kalp şeklindeki kesimler de kullanılıyor.
Pırlantanın değeri şeffaflığında yatıyor
Pırlantanızı seçerken dikkat etmeniz gerekenlerden biri de rengi. Pırlantaların çoğu renksiz gibi görünse de aralarında ton farklılıkları var. Taşın değeri, şeffaflığına bağlı. Şeffaflık azaldıkça sarı tonun hakimiyeti artıyor. Sarı dışında pırlantada, kahverengi, gri ve yeşil tonları da görülebilir. Pırlantanın tonlarını 5 gruba ayırmak mümkün. Renksiz grup en mükemmel beyaz olan D ile başlıyor, E ve F grubuyla devam ediyor. Hafif renksiz taşlar ise G, H, I, J harfleriyle tanımlanıyor. K'den itibaren taşın değerini düşüren sarı tonları başlıyor. Bu tonlar en değersiz pırlantalar olan XYZ grubuna kadar alfabetik sırayla devam ediyor.
Nedir bu karat dedikleri?
Pırlanta seçiminde titizlik gerektiren bir nokta da taşın karatı. Karat (carat) denilen şey pırlantanın ağırlığını ölçmeye yarayan birim. Bir karatın 100 puana bölünmesiyle ortaya çıkan rakamlar, pırlantanın değerinin göstergesi. Örneğin yarım karat 50 puana eşit ve "0.50 ct" ibaresiyle ifade ediliyor. Bu puanlar santim olarak da adlandırılıyor. Karat arttıkça fiyat da artıyor maalesef. Başka deyişle, yok öyle üç kuruşa beş karat!
MERVE TUNÇEL - Zaman